İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAZI SEKTÖRLERİN ÇALIŞMA SÜRESİNİ DE DEĞİŞTİRDİ
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAZI SEKTÖRLERİN ÇALIŞMA SÜRESİNİ DE DEĞİŞTİRDİ
HAVA SICAKLIĞI VE KURAKLIK BAZI ALANLARDA ZARURİ YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİNİ GETİRİRKEN BAZI İŞ ALANINDA DA FIRSATA ÇEVİRİYOR İklim değişikliği, dünya genelinde pek çok sektörü etkilediği gibi inşaat sektörünü de derinden dönüştürüyor. İklim değişikliği Van’da inşaat sektörünün çalışma süresini uzattı.
İklim değişikliğinin inşaat sektörüne etkileri artan sıcaklıklar, yağışların mevsime göre geç yağması, yapıların tasarımından malzeme seçimine kadar birçok süreci yeniden şekillendiriyor.
Özellikle Van’da ve bazı illerde yağışların geç yağması inşaat sektörünün çalışma süresini uzattı. İnşaat çalışanları eskiden 6- 7 ay çalışırken son yıllarda 8-10 ay çalışmaktadırlar. Aralık ayının sonuna kadar çalışan inşaat işçileri ve sektör çalışanları bu durumdan oldukça memnun. Kuraklığın tarım ve susuzluk açısından olumsuz yönde etkisi olduğu belirtilse de bazı sektörler bu durumu fırsata çevirmek durumunda kalıyor.
Bu durum en çok inşaat ve turizm sektörünü olumlu yönde etkilediği gibi bazı bölgelerin turizm sezonlarında değişiklik yapmak durumunda bırakıyor. Sezonlarını yeni baştan değiştirmek zorunda olan Turizm sektör bileşenleri süreleri de buna uygun yapmaktadırlar.
Van gölü havzası yaz aylarının kısa olmasından dolayı turizmciler ciddi anlamda yatırım yapamıyoırlardı. Bu mevsim değişikliği Akdeniz bölgesini de etkilemesi yaz aylarının çok daha sıcak olması tatil yapacak insanlar yazın sonları ve sonbahar aylarına planlarını yapmaktadırlar.
Bu değişiklik artık sıcaklıkların daha çok uzadığı ve yaz aylarında da suya girilebileceği Van Gölü havzasını tercih etmeleri düşünülmektedir
Faysal Altındağ, Altındağ İnşaat'ın yetkilisi: “2012 2010-2011'e kadar eylül şey ekimin 20'sine 25'ine kadar sezonu kapattığımız oluyordu. Şu an iklimin değişmesi ile beraber yani şu an aralık aralığın 4'ündeyiz ve daha inşaat sektörü devam ediyor. İnşaat sektöründe bu iklim değişikliği gerçekten bir fayda yani bir zaman açısından bir fayda katmıştır, sağlamıştır. Eskiden özellikle doğu bölgesinde 6 ay çalışırken şu an bu zaman 10, 8-10 aya çıkmıştır yani. İnşaatçılara, çalışanlara büyük bir fayda sağlamıştır zaman açısından.
Erhan Feyda- İnşaat demir ustası: “Şimdi daha çok çalışıyoruz. 5-6 ay daha fazla çalışıyoruz. Eskiden 4 ay çalışabiliyorduk. Şimdi daha fazla çalışıyoruz. Yaradı, bize çok yaradı. Kışın, yazın hep full çalışıyoruz artık. Vallahi ocak ocakta da bekliyoruz çalışmaya devam edeceğiz ocakta da. Beton gelse kar yağmasa devam edeceğiz.
Yunus Feyda – İnşaat kalıp demir duvar ustası: “Gevaşlıyım. Yaklaşık 25 senedir ben inşaatla uğraşıyorum. Kalıp demir duvarına ben bakıyorum. Götürüyor alıp ustaları çalıştırıyorum. Son yıllardaki iklim değişikliği yani bir anda bizim işimize yaradı. Nasıl? Eskiden biz 6 ay yatıyorduk. Çalışmıyorduk. Şu an 2 veya 3 ay. Çünkü daha önceleri 11. aya kadar çalışıyorduk. Şu an 1. aya kadar çalışıyorduk. Yani iklim değişikliğinden. Son senelerde yapılar çok sağlam yani her şeye uygun olarak yapılıyor. Hani oldukça sağlam yapılıyor. Çünkü sık sık denetimler var. Denetimsiz zaten iş yapamıyoruz. Elimize geldiği kadar dikkat etmeye çalışıyoruz. Çünkü biz depremi yaşayan bir insanlarız. Daha önce depremi yaşadığımız için buraya çok dikkat ediyoruz.
Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu- Van YYÜ Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi: “İklim değişikliği dediğimiz olgu doğrusu son 50 yıldır hayatımızda ama özellikle son 20-25 yıldır da ciddi şekilde artık sokaktaki insanın da bunu hissettiği, bir şekilde o değişimi gördüğü bir sürece doğru aslında ilerliyor. İklim değişikliği bundan sonraki yıllarda da hayatımızda çok daha belirgin radikal değişikliklere neden olacak. Her şeyden önce geçmişte alışageldiğimiz yağış, sıcaklık, işte yağışın şekli, o zaman aralığı, yani o mevsimler dediğimiz O kavramlar aslında değişiyor. Yani artık dünyanın ortalama 1.6 santigrat derece ısındığını varsayarsak bu tabii bölgesel olarak farklılaşmakla beraber ama dünyanın her yerinde artık iyice kendini hissettirecek. Tabii yağışlı, kurak sezonlar beraberinde ya da ortalama sıcaklıklardaki artış yani bir bütün olarak aslında hayatımızı dediğim gibi derinden etkileyecek ve bu birçok sektörü köklü değişikliklere eee ya da sektörde köklü değişikliklere neden olacak. Ve bunlardan mesela inşaat sektörünü söyleyebiliriz. Turizmi söyleyebiliriz. Bugün için dünyada özellikle inşaat sektörü yani ülkemizin özelinde tabii olaya bakarsak inşaat sektörü geçmişte işte mayısla başlayan belki ekime kadar süren bir sezonu. Tabii yere ve zamana göre farklılaşıyordu. Örneğin Akdeniz gibi, Ege gibi Bölgelerde yani iklimin biraz daha ılımlı olduğu, sezonun uzun olduğu alanlarda bu periyotta gerçekleşirken içinde bulunduğumuz Van Gölü Havzası ya da Doğu Anadolu bölgesinin tamamını düşünürsek bu biraz daha sınırlı bir zaman aralığı içerisindeydi. Özellikle Mayıs daha çok Haziran, Temmuz, Ağustos belki Eylül'ün bir kısmı. Ancak sıcaklıklardaki artış o yaz kuraklığı ve sıcak devrenin uzamasıyla birlikte artık Artık Nisan'la hatta Mart'la başlayan ta Ekim, Kasım, Aralığa kadar devam eden bir sezon şeklinde karşımıza çıktı. Yani dolayısıyla inşaat artık belli bir ay ya da belli aylara sıkışmış bir sektör olmaktan çıkarak aslında çok daha uzun bir zaman dilimine yayılmış oldu. Yani yılın neredeyse tamamında inşaat sektörü aktif olarak çalışan, üreten, bina inşa eden bir yapıya dönüştü. Tabii bu sadece inşaat için için söz konusu değil. Bu turizm için de aynı şekilde söz konusu. Şimdi biz geçmişte tabii Türkiye'nin turizm politikaları, bu noktada yaptığı yatırımların önemli bir kısmı daha çok kıyı turizmine yönelikti. Yani kitle turizmi dediğimiz turizme yönelikti. Daha çok denizin, güneşin ve kumun hedef alındığı ve bu anlamda yatırımların gerçekleştiği bir ülkeydik. Bugün hali aslında biraz öyleyiz ama tabii ki değişiklikler başlıyor. Biz neden bunu Tercih ediyorduk. Çünkü deniz, güneş, kum Akdeniz havzasında yer almamız nedeniyle bir fırsattı ülke için. Ama bugün artık bu tehdit olmaya başladı. Neden tehdit olmaya başladı? Çünkü hem sıcaklıklı artışı, o yaz kuraklığı, yani sezonun bir defa uzamasına neden oldu. Geçmişte Haziran, Temmuz, Ağustos en yoğun sezondu. Bu mevsimde dünyanın farklı ülkelerinden insanlar Türkiye'yi ziyaret ediyor. Denizlerimizi, kıyılarımızı, şehirlerimizi ziyaret ediyor, deneyimliyorlardı. Ama bugün bunun yavaş yavaş değişeceğinin işaretlerini görüyoruz. Yani nedir bunlar? Artık Akdeniz yaz aylarında, özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında çok sıcak oluyor. bağlı nem, eee, %90'ların üzerinde. Zaman zaman %100'lere ulaşıyor ama yağış da gerçekleşmiyor. Çünkü hakikaten çok aşırı bir sıcaklık var. Tabii bu sıcaklık denizi de etkiliyor. Deniz suyu da ısınıyor. Deniz suyu 30°'yi aşan, eee, sıcaklık değerleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu tabii ki denizdeki bütün o yapıyı değiştiriyor. Yani, eee, denizdeki o ekosistemi etkiliyor. İnsanların denize girerken, eee, yaşadıkları o deneyimler artık ortadan kalkıyor. Yani Gündüz yoğun bir sıcak, radyasyon etkisi dolayısıyla insanların denizle buluşması mümkün olmuyor. Ancak ya sabah erken denize girmeniz gerekiyor ya da akşamın ilerleyen saatlerinde. Bu da artık şunu görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda muhtemelen bizim Akdeniz için o yoğun sezon olarak adlandırdığımız Haziran, Temmuz, Ağustos ayları çok daha geniş bir periyotta karşımıza çıkacak. Yani insanlar artık Temmuz, Ağustos'ta Akdeniz'i deneyimlemeyecekler. Bundan sonra eee, Eylül, Ekim, Kasım, belki Aralık ayı ve bir Ocak, Şubat, eee, nispeten belki çok az yoğunlukta olacak ama Nisan'la başlayan tekrar Nisan, Mayıs ve Haziran ayları yine insanların denizi tercih edeceği bir sezona dönüşecek. Tabii buna bunlara ilişkin yeni politikalar, yeni, eee, uygulamalar, yeni düzenlemeler belki gerekli olacak. Çünkü, eee, yaz sezonu büyük ölçüde insanların izni Ayrıldığı, tatili gerçekleştirdiği sezon. Ama bu yeni durum eee bütün bu tatil planlarını, programlarını, okulların açılıp kapanma zamanlarını, her şeyi muhtemelen etkileyecek. Dolayısıyla iklim değişikliği eee tabii birçok diğer sektörü de etkileyecek. Yani işte içinde yaşadığımız havzada eee insanların temel geçim kaynağı olan o balıkçılık. Yani balık sezonunu, ya onların üreme zamanlarını, dolayısıyla her şey yeniden tanımlanma ihtiyacı doğacak ve bizim bunu aslında Aslında hazırlıklı olmamız, bütün bunları yönetmemiz gerekecek. Eğer yönetemezsek muhtemelen bütün bunlar büyük sorunlar olarak karşımıza çıkacak. Hem ülke açısından ciddi bir ekonomik getiri sağlayan alanlar bizim için dezavantajlı alanlar şekline dönüşerek o ekonomik kazançtan büyük ölçüde mahrum kalacağız. İklim değişikliği bir taraftan yani Akdeniz de kıyısı olan kentlerimiz, turizme konu olan alanlarımız için Temmuz ve Ağustos aylarında bir dezavantaja dönüşürken diğer taraftan Van Gölü havzası gibi özellikle nispeten daha soğuk yüksekteki alanlar için bir fırsata dönüşebilir. Burası o Temmuz ve Ağustos aylarında aslında Türkiye'nin tamamından insanların gelip rahatlıkla bu Denizli, Van Gölü'nü deneyimleyebilecekleri bir alana dönüşebilir. Çünkü burada sezon büyük oranda Temmuz ayı Haziran'ın sonlarında Temmuz'da başlar. Ancak bu yeni süreçle birlikte Van Gölü'nün Isınma süreci de artık Haziran'ın başlarına kadar Mayıs'ın sonlarında Haziran'ın başlarından itibaren Van Gölü'ne girmek mümkün oluyor. Van Gölü artık ulusal anlamda Türkiye'nin önemli bir çekim alanına dönüşebilir. Dolayısıyla bunun da doğru yönetilmesi lazım. Bunun doğru anlatılması lazım. Van Gölü'nün yeni bir turistik cazibe merkezi haline getirilmesi noktasında adımların kesinlikle atılması lazım bu sürecin doğru yönetilmesi adına.
Van HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
