KAFEDE BİR ARAYA GELEN KADINLAR İHTİYAÇ SAHİPLERİ İÇİN ÖRGÜ ÖRÜYOR
KAFEDE BİR ARAYA GELEN KADINLAR İHTİYAÇ SAHİPLERİ İÇİN ÖRGÜ ÖRÜYOR
Van’da bir kafede bir araya gelen kadınlar ihtiyaç sahibi çocuklara ve huzur evindeki yaşlılara bere, atkı ve diz üstü battaniye ve şal örüyorlar.
Van’da bir kafede bir araya gelen kadınlar ihtiyaç sahibi çocuklara ve huzur evindeki yaşlılara bere, atkı ve diz üstü battaniye ve şal örüyorlar.
Van’da bir anaokulunun kurucusu ve müdiresi olan Rukiye Hemedoğlu bir öğrenci velisinin teklifi üzerine başlattığı ilmek, ilmek sevgi dokuyoruz’ sloganıyla sosyal medyasında paylaştığı projeyle her hafta bir kafede bir araya gelip örgü örüyorlar. Çeşitli meslek gruplardan projeye katılan kadınlar her hafta kafede toplanıp atkı bere, şal, kazak ihtiyaç sahipleri için örüyorlar.
İlk etapta bir köy oluklundaki çocuklar için atkı bere örüp teslim eden kadınlar öncesinde çocuklara gönderdikleri atkı bere resminin her çocuğun istediği renkte boyamasını ve onların istediği renklerde ip alıp ördükleri atkı berelerini çocuklara teslim ettiler.
Sayıları her geçen gün artan kadınlar, köy okullarındaki çocuklar yanı sıra huzurevindeki yaşlılara, cezaevindeki tutuklu kadınların bebeklerine örgü ile birlikte sevgi dokuyorlar.
Rukiye Hemedoğlu. Öğretmen: “Parmak İzi Anaokulu'nun kurucusuyum. Aslında her şey iki sene önce başladı. Bir velimizin önerisiyle oldu. Tuğba Hanım adında bir velimiz. Bir gün yanıma geldi. Dedi ki hocam seninle dedi bir kafede oturalım örgü örelim mi? Ben de içimden dedim ki ya kafede oturup nasıl örgü öreceğiz? Yani insanlar tuhaf karşılamaz mı? Yani kafede oturuyorsun. Örgü örüyorsunuz. Ama neyse gittim kabul ettim. Kendisi örgü ördü. Ben de onunla oturdum sohbet ettim. Araya yaz tatili girdi. Sene geçti. Bir daha kış ayında yine geldi. Dedi ki hocam kafede oturalım örgü örelim mi? Eee sonra düşündüm dedim ki bunu bir sosyal projeye dönüştürelim. Bir amacımız olsun. Bir amaca hizmet etmiş olalım. Eee ve tamam dedim. Hadi bu Bu hafta bir yerden başlayalım. Bir kafeye gittik. Kafeye haber verdik. Dedik ki işte biz örgü öreceğiz. Bize bir alan açar mısınız? Bir masa ayırır mısınız? Tamam dediler. Kaç kişi geleceksiniz dediler. Üç kişi geleceğiz dedim. Çünkü ben, velimiz ve okuldan bir öğretmen arkadaşımız daha. Bunu sosyal medyamızda paylaştık. İşte örgü severler bize katılabilir şeklinde. Gelen örgü severlerimiz sayımız 13 oldu. O gün 13 kişi bir araya gelmiş oldu. Şimdi tabii önce biz velilerimizle başladık. Ama daha sonra duyanlar geldi. İşte velilerimizin arkadaşları, komşuları geldi. Sosyal medyadan bizi görenler, takip edenler katılım sağlamak istediler. Aramızda ev hanımı var, öğretmen var, öğretim görevlisi var, doktor var, hemşire var, memur var. Her meslekten yeter ki örgü seviyor ve örmek istiyor olsun. Katılabiliyorlar ve geliyorlar. Atkı bere ile başladık ve bir köy okuluna verdik. Hatta şöyle başladık. Öğretmenimize dedik ki bir model gönderdik çıktı olarak, fotokopi çıktısı olarak. Bunu çocuklarımız istedikleri renklere boyasınlar. Biz onların istediği renkte öreceğiz dedik. Genelde futbol takımlarının renklerini boyadılar. İşte Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş. Biz o şekilde ördük onlara, gönderdik. Çok mutlu oldular. Sonra Huzurevi var biliyorsunuz. Van'da. Huzurevi büyüklerimize şal ördük. Büyüklerimize bir akşam pastamızı aldık, bir müzik ekibi götürdük ve şallarımızı götürdük, takdim ettik onlara. Bu sene de şimdi bir yine köy okulumuzdan Atkı bere talebi, isteği geldi. Bunları bugün onlara vereceğiz. Çocuklarımıza, bebeklere bir cezaevine ulaşmak istiyoruz. Cezaevindeki annelerinin yanında kalan 3-6 yaş grubu çocuklarımıza bunları, hırkaları, yelekleri vermek istiyoruz. Aynı zamanda şu anda arkadaşlar da örüyorlar. Bu da benim örgüm. Yine huzurevindeki büyüklerimize diz battaniyesi öreceğiz. Onları da bir ay içerisinde onlara takdim etmiş olacağız. Yani bu örgülerimizi biz ihtiyaç sahibi İnsanlara, kişilere, çocuklara ulaştırmak istiyoruz. Talep gelmese de isteyen olmasa da biz bulup veriyoruz, vereceğiz. Aynen. İplikleri ya herkes bireysel kendi de alabiliyor ama bugün mesela Zübeyde Hanım var aramızda. Öğrenemeyen bazı örgüseverlerimiz var veya gelemeyen bize ip gönderiyor. Biz o iplerden Ürünler işte ortaya çıkarıyoruz, örüyoruz. Ama genelde kendimiz”
Zehra Dargın. Ev hanımı: “İki çocuk annesiyim. Ben oğlumun arkadaşının annesi oluyor. Rükiye Hanım. Parmak İzi’nin kurucu müdürü Hanım. Onun vesilesiyle benim haberim oldu ve biz de katılmak istedik. yıldır devam ediyoruz. Sağ olsunlar çok güzel bir projeye öncülük ettiler. Ben şu anda çocuklar için bir tane süveter başladım. Onu öreceğim. İnşallah bitirirsek hepimiz çocuklara teslim edip onları sevindireceğiz. Kışın sıcak sıcak giyinmelerini sağlayacağız.”
Zübeyde Karaca: “kampüste oturuyorum. Arkadaşım vesilesiyle geldim komşum. Kurucusu da zaten Zaten komşumdur Rukiye Hanım. Onları şeyde gördüm WhatsApp'ta. Çok sevindim. Dedim, "Ben neden katılmayayım? Bir şeyim olsun, faydam olsun, bir hayırım olsun. Herşeyi de örerik." Yani işte kazaktır, yelektir, şaldır. Ne bileyim böyle hayırlara falan çorap örmedim. Çorap örmedim hiç ama öbür şeyleri ördüm.
Van HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
